(24 Eylül 1884 - 25 Aralık 1973)
Ulusal
Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı’nda Batı Cephesi Genel Komutanı olarak büyük
yararlılıklar gösteren İsmet Paşa, 24 Eylül 1884 tarihinde İzmir’de dünyaya
gelmiştir. Babası Reşit Bey, Annesi ise Cevriye Hanım’dır.
Oldukça
çalışkan, her zaman kendini yenileyebilen, olayları derinlemesine analiz
edebilen, mükemmeliyetçi bir karakterde, öğrenmeye açık, okumaya meraklı,
mütevazı, samimi, sakin yapılı, ciddi, dürüst ve kararlı bir kişiliğe sahiptir.
Askerlik
yaşamı Sivas Askeri Rüştiyesi’yle başlamış, ardından Topçu Harbiyesi ve Harp
Akademisi’nden mezun olmuş ve sonrasında Kurmay Yüzbaşı olarak Edirne’deki II.
Ordu’ya atanmıştır.
31
Mart Olayı olarak bilinen harekâtta Harekât Ordusu’na katılmış, Yemen’e giden
4. Kolordu Kurmay Heyeti’nde bulunmuş, Yemen’de Binbaşılığa terfi ederek, Yemen
Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı olmuştur.
Balkan
Savaşı’nda Çatalca’da görev almış, aynı yıllarda Başkomutanlık karargâhında
Harekât Şubesi Müdürlüğü yapmış ve Yarbaylığa terfi etmiştir. 1915 yılında
Albaylığa yükselerek II. Ordu Kurmay Başkanlığı’na atanmıştır. Ardından,
Doğu’da ve Suriye Cephelerinde Üçüncü, Dördüncü ve Yirminci Kolordu
Komutanlıkları’nda görevler yapmıştır. Kısa bir süre sonra da; II. Ordu’ya
atanmıştır.
İsmet Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun son
çeyrek yüzyılı hakkında yazılanların hemen hepsinde yer alan, Ulusal Kurtuluş
ve Bağımsızlık Savaşı'nın her aşamasında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda,
Türk Ulusu’nu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için gerçekleştirilen Türk Devrimleri’nin
her birinde Mustafa Kemal Atatürk'ün hep yanında yer almış olan en yakın çalışma
arkadaşıdır.
Falih Rıfkı Atay’ın, “İsmet Paşa Mustafa Kemal Atatürk’e adeta
beyninin yarısı kadar yakındı…” sözleriyle ve isabetle kaydettiği tespitini
bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum.
Lozan’ı, onun onurlu kararlılığından söz
etmeden, cumhuriyetin ilanını izleyen Türk Devrimleri’nin gerçekleştirilmesinde
Atatürk’ün en yakınında bulunmasının ve dolayısıyla devrimleri her yönüyle
desteklemesinin ve Türk Demokrasi tarihindeki yerinin altını çizmeden İsmet
Paşa anlatılamaz.
İsmet Paşa, Mustafa Kemal Atatürk’ün
aramızdan bedenen ebediyen ayrılmasının ardından, Meclis tarafından, Türkiye
Cumhuriyeti’nin II. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. 1950 seçimlerinden sonra
Çankaya’daki Pembe Köşk’e yerleşmiş ve yaşamını, aramızdan ayrılıncaya kadar
orada sürdürmüştür.
II.
Dünya Savaşı kuşağının, Ülkeyi bu savaşa sokmayarak, milyonlarca Türk çocuğunun
babasız kalmasını önleyen İsmet İnönü hakkında duygu dolu anılar taşıdığı
bilinmektedir. Kuşkusuz o da, bu çocukların hepsi için bir baba kaygısı duymuştur.
Türkiye’nin bu Savaş’a girmesini engellediği konusundaki bir eleştiriyi
yanıtlarken: “Ülkemizdeki herhangi bir
çocuğun, -Baba!- diye ağlamasına
gönlüm razı olamazdı…” sözlerini sarf etmesini tarih kaydetmiştir. Savaştan
sonra da çok partili siyasi rejime geçilmesinde en büyük desteği sağlamıştır.
İsmet Paşa, Büyük Devrimci Önderi ve
zamanla da “Ağabeyim!” diye hitap
ettiği Mustafa Kemal Atatürk’ün de yaptığı gibi, eğitime büyük önem vermiş ve ciddi
derecede özen göstermiştir. Onun bu yönü Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli
eğitim aşamalarına da yansımıştır.
14
Mayıs 1950tarihinde yapılan seçimlerin kaybedilmesinden sonra, 1960 yılına
kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasi yaşamını sürdürmüştür.
27
Mayıs 1960 harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçilmiş ve 10 Kasım 1961
tarihinde yeniden Başbakanlığa atanmıştır.
1965
yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasi yaşamına devam
etmiştir.
1972’de
Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek; 25 Aralık 1973
tarihinde aramızdan ebediyen ayrılıncaya kadar, Anayasa gereğince, Cumhuriyet
Senatosu doğal üyeliği görevinde bulunmuştur.
Türk
Ulusu, İsmet(İNÖNÜ) Paşa’yı Cumhuriyet
Tarihimiz’in en önemli yerlerinden birine yerleştirmiş ve asla unutmayacaktır.
Mustafa
Kemal Atatürk’ün hemen yanında Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşımız’ın
büyük ve başarılı Komutanı, Lozan Barış Antlaşması’nın mimarı ve Türk
Devrimleri’nin en önemli şahsiyeti olan İsmet Paşa’ya, “Işıklar İçinde Kalması!” temennilerimi sunuyorum.
***
Kaynak:
Doğumundan Ölümüne ATATÜRK adlı kitabım.
CENGİZ ÖNAL TARAKÇIOĞLU
Tarihçi,
Araştırmacı-Yazar
ANKARA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder