18 Mart 2019 Pazartesi

16 MART’IN 99. YILDÖNÜMÜNDE: "TÜRK ULUSUNU “MECLİSSİZ” (!) BIRAKMANIN ANLAM!" Prof. Dr. Özer Ozankaya

16 MART’IN 99. YILDÖNÜMÜNDE: 
TÜRK ULUSUNU “MECLİSSİZ” (!) BIRAKMANIN ANLAM!
Prof. Dr. Özer Ozankaya

99. yıl önce, 16 Mart 1920 günü, İstanbul’daki İngiliz işgal güçleri, Ulusal And (Misak-ı Milli) belgesini onaylayıp dünyaya duyuran Türk ulusunun Meb’uslar Meclisi’ni basıp dağıtmış ve kimi milletvekillerini tutuklayıp Malta’ya sürmüştü.
Bu saldırıya karşı Mustafa Kemal, Anadolu-Rumeli Ulusal Hakları Savunma Derneği Başkanı olarak yayınladığı genelgede, bir ulusun temsilcilerinden oluşan meclisi dağıtıp GÖREV YAPMAKTAN ENGELLEMENİN ANLAMINI şöyle niteliyordu:
“İNSANLIĞIN YİRMİ YÜZYILLIK UYGARLIĞININ ÜRÜNÜ OLAN ÖZGÜRLÜK, ULUSLUK VE YURTSEVERLİK İLKELERİNE BİR SALDIRI!”
Mustafa Kemal, uygar ulusların bu saldırıyı kabul etmekle çok büyük bir sorumluluk altına girmiş olduklarını vurguluyordu!
Kuşkusuz 16 Mart 1920 saldırısı, Osmanlı Halife Sultan hükümetinin imzaladığı Mondros Sözleşmesi ile İstanbul’u zaten işgal etmiş olan düşmanların, Anadolu ve Rumeli’deki ulusal direnci ezmek isteğinin bir sonucuydu ve Mustafa Kemal ile arkadaşları, bu olası saldırıyı önceden gözönünde bulundurmuş, gerekli önlemleri hemen almış ve Ankara’da ulusu tutsaklıktan, ülkeyi işgalden kurtaracak olan Türk Kurtuluş Savaşı’nı yürütecek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açmıştı.
16 Mart’ın 99. Yıldönümünde, Atatürk’ü ve O‘nun önderliği ile toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni en derin saygı ve gönül-borcu duygularıyla anarken, bugün, ulusal meclisi etkisiz kılmanın, Türk ulusunu tutsaklıktan, Türk yurdunu parçalanıp yok olmaktan kurtaran ÖZGÜRLÜK, ULUSLUK VE YURTSEVERLİK İLKELERİNİN işlerliğinin baltalanması anlamına geldiğini bilmemiz, bildirmemiz gerekir.
16 Mart 1920’de Türk ulusunun yasama meclisini basıp dağıtanlar, İngiliz işgal güçleriydi! Bugün de tüm Orta-Doğu’yu kan gölüne çeviren ABD-İngiliz ortaklığı olan Büyük Orta-Doğu Projesi (BOP), müslüman halkları özgürlük, ulusluk ve yurtseverlik ilkelerinden yoksun kılmak üzere, ulusal meclisler yerine, kolayca yönlendirebilecekleri KİŞİ YÖNETİMLERİni özendirmekte, İslam dinini de özgürlük karşıtı bir terör diniymiş gibi gösterip karalayan El Kaide, Nakşilik, Nurculuk, Fethullahcılık, Kaplancılık vb. tarikatları kurmakta, desteklemekte ve/ya da kullanmakta ve ne yazık ki sonuç almaktadırlar.
16 Mart aynı zamanda sömürgeci Batı’nın, Türk ulusunu Anadolu haritasından silmek sonucunu verecek Çanakkale saldırısının tepelenişini anlatan Çanakkale Savunması Destanı’nın kutlanma günüdür.
Bu ulusal gün kutlamalarında, Çanakale’yi geçilmez kılan savunmaların en belirleyici olanlarını yönetmiş ve Çanakkale Zaferini kazandırmış olan Mustafa Kemal Atatürk’ü ANMAMAK DEĞERBİLMEZLİĞİNİ sergilemenin de yine ÖZGÜRLÜK, ULUSLUK VE YURTSEVERLİK İLKELERİNE saldırı olduğunu belirtmek zorunludur.
Hele bunu sözde Müslümanlık adına yapanların, gerçekte özgürlük, bilim ve barış değerlerini yücelten İslam dininin ÖZGÜRLÜK, ULUSLUK VE YURTSEVERLİK ilkelerine karşıt, bu değerlere savaş açan bir terör dini gibi gösterilmesinin de sorumluları arasında olduklarını vurgulamak gerekir.
16 Mart’ların yıldönümünde, Türk ulusunu tutsaklıktan, Türk yurdunu yok olmaktan kurtaran özgürlük, ulusluk ve yurtseverlik savaşının önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ilke arkadaşlarını ve tüm emeği geçen kahramanları saygıyla, gönülborcu duygularıyla anıyoruz.
“İNSANLIĞIN YİRMİ YÜZYILLIK UYGARLIĞININ ÜRÜNÜ OLAN ÖZGÜRLÜK, ULUSLUK VE YURTSEVERLİK İLKELERİNE BİR SALDIRI!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder