26 Eylül 2016 Pazartesi

ANASTASİADİS’İN DAHİYANE PLÂNI "KKTC; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti" Prof. Dr. Ata ATUN

ANASTASİADİS’İN
DAHİYANE PLÂNI 
Prof. Dr. Ata ATUN
KKTC’nin III. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu döneminde Kıbrıs konusunu müzakere yapmamak, masadan kaçmak için elden geleni yapan Anastasiadis, Mustafa Akıncı seçilir seçilmez masadan kaçmaz oldu.
Dahiyane, geniş çaplı ve iki ayaklı bir planı var Anastasiadis’in.
Bu iki ayaklı planının her ikisini de sonunda kazanacak ki zaten kazanmaya ayarlamış daha ilk baştan. Sonuçta müzakere masasında bir anlaşmaya varmayacak ve 2018 yılının Şubat ayında yapılacak Rum Başkanlık seçimlerine bir kahraman gibi girecek.
Öte yandan Amerika Birleşik Devletlerinde Kasım ayında seçim var. Obama seçimlere giremeyeceği için Kasım 2016-Ocak 2017 arası ABD hükümeti hiçbir stratejik karar alamaz. Yeni seçilen Başkan ancak Ocak ayının ilk haftası yemin eder ve Beyaz Saray’a taşınır. Adaptasyon, bilgilendirme ve uyum dönemi ay sonuna kadar sürer. Bu nedenle de 2016 yılında Kıbrıs konusunda hiç bir şey olmaz.
Trump seçilirse, ABD üst düzey yönetimi ve Bakanlıklar kısa süreli de olsa bir karmaşa içine girecek. Kıbrıs konusu Trump’un çok da umurunda değil. Daha ağzından Kıbrıs konusunda ne düşündüğünü ve planının ne olduğunu duymadım. Hillary seçilirse, üst düzey kadro belki aynı kalacak ama Kıbrıs konusu gündemin üst sıralarında yer almayacak.
Anastasiadis, Kıbrıs Rum halkına doğruları söylememekte ve hedefi de bir halk kahramanı olarak seçime girmek için Andersen masallarının Kıbrıs versiyonunu anlatmakta.  
Geçen hafta içinde BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada ağzından gerçekten inciler döküldü Anastasiadis’in. Birleşik Kıbrıs’ın tek yasal kişiliği, tek egemenliği ve tek vatandaşlığı olacakmış. Bu belayı başımıza II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat sarmıştı Rumların 6. Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’la müzakereleri sürdürürken.
Devamla Kıbrıs adasının tümünde, tüm Kıbrıslılar için “Dolaşım özgürlüğü, toprakları sahiplenme, ikamet özgürlüğü, çalışma özgürlüğü ve herhangi bir iş kolunda istediği yerde iş kurma garantisi olacakmış. İlk yıl toprağın 1974 öncesi sahibi olan Rum karar verecekmiş kuzeydeki Rum topraklarının ne olacağına, eğer karar vermezse “Toprak Komisyonuna” gidecekmiş ve komisyon karar verecekmiş söz konusu toprağın sahibinin kim olacağına ve tazminatın ne kadar tutacağına.
Özel kişilerin toprak mülkiyet hakkına tam saygı olacakmış ve Anlaşmanın daha ilk gününde de adanın 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken ki demografik yapısının aynısı uygulanacakmış. O dönemde 450 bin Rum ve 120 bin Türk vardı, şimdi de 802 bin Rum ve 220 bin Türk olacakmış ve dıştan gelecek yerleşimcilerle bu oran asla bozulmayacakmış Anastasiadis’e göre. Tüm bunlara ilaveten “Birleşik Kıbrıs” AB’ye otomatikman kabul olacakmış ve asla kalıcı derogasyonlar bulunmayacakmış, AB müktesebatı da adanın tümünde eksiksiz bir şekilde uygulanacakmış. Türkiye’nin garantörlüğü ve garantisi kalkacakmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri de daha ilk günden adayı terk edecekmiş, geriye 650 kişilik bir Türk Alayı (Turdik) kalacakmış.
Şaka gibi bir konuşma yaptı Anastasiadis BM Genel Kurulunda. 1960 öncesi nüfus oranı olacak, Türk askeri gidecek ve Rumlar sil baştan aynen 1963-1974 arası uyguladıkları soykırımı bu sefer adada bir tek Türk kalmayacak şekilde uygulayacak ve Türkiye’nin de müdahale hakkı olmayacak demek istiyor üstü kapalı olarak.
Anastasiadis’in maksadı, Türklere referandumda “Hayır” dedirtmek ve müzakere masasından kendisi kalkmadan ve kaçmadan, müzakerelerin son bulmasında Türkleri suçlu konumuna sokmak. Sonra da Kıbrıslı Rumlara “Ben her istediğinizi masaya koydum, Akıncı’ya Kabul ettirdim ama Kıbrıslı Türkler kabul etmedi” deyip bir kahraman gibi Başkanlık seçimlerine girmek… Zaten Türkiye’nin “Garantörlüğü”nü ve “Garanti Anlaşmasını” masaya koydurup tartışmaya açtırdığı için halü hazırda bir Milli Kahraman konumunda, daha evvelki Rum liderler bunu yaptırmayı başaramadığı için.
Yemezler sayın Nikos Anastasiadis. Biz bu filmi 1980’de de görmüştük, başrolde Rumların 2. Cumhurbaşkanı Spiros Kyprianou vardı. Sonra 3. Cumhurbaşkanı Yorgo Vasiliu Gali Fikirler dizinde benzeri bir senaryoyu oyuna soktu, sonra da 4. Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides ile 5. Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos aynı senaryoyu eksiksiz oynadılar.
Teşekkür ederiz Sayın Anastasiadis, biz almayalım.     
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya  ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org 
Facebook: AtaAtun1
http://www.twitter.com/ataatun
26 Eylül 2016

22 Eylül 2016 Perşembe

İşgal edilen Ege adaları, Feto'nun darbe naraları ve biz!.. "ELLER GİDER MERSİNE, BİZ GİDERİZ TERSİNE…" Dr. Noyan UMRUK

ELLER GİDER MERSİNE, BİZ GİDERİZ TERSİNE…
Dr. Noyan UMRUK
Kolu kanadı yolunmakta olan “kocca” bir devekuşu gibiyiz…
Kuş küresel çetenin leş karalarınca gagalanıp duruyor…
Bir yanda eski ortak FETÖ darbe organize ediyor…
Öte yanda PKK, İŞİD… Canlı bombalar ortalıkta fink atmakta… Şehirler harabe…
Bu süreçte, binlerce şehit, gazi, ölü, yaralı ve de milyarlarca liralık hasar…
Turizm’deki çöküş, Doğu ve Güneydoğuda ihracat yollarının tıkanması ile yıllık kayıp 20 milyar doları çoktaaan aşmış durumda…
Bu süreci fırsat bilen kriz vurgunu yemiş küçücük Yunanistan bile arkasına AB’ni alarak yaklaşık 5 yıldır Ege adalarına postu sermekte…
16 ada:Hurşit, Koyun adası, Eşek adası, Bulamaç (Farmakos), Fornoz, Nergizcik, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi…
Neden mi? Kimse, işgali önemli bir maliyeti olan bu adaları münasip bir yerine sokacak değil tabii…
Wall Street Journal,, Yunanistan'ın Ege'deki 100 milyar dolarlık rezervlerin peşine düştüğünü yazdı.
Hani şu Rahmetli Ecevit’in Ege Barış denizi olsun, nimetlerinden birlikte yararlanalım dediği…
Siz de vakti zamanında D.Akdeniz’in en büyük gücü haline gelmiş Bahriyenizi çökertin daha…
Tıpkı Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de olduğu gibi…
Yunanistan Ege'nin dibindeki zengin doğal hidrokarbon enerji kaynaklarının peşinde '12 mil' sorununu yeniden gündeme taşıyor. Yunanlılar 12 deniz mili hakkına sahip olursa Ege’nin neredeyse tamamını parsellemiş olacak…Artık Akdeniz’e çıkış labirent misali…
Wall Street Journal'da yer alan habere göre, Ege'de sular bu kez enerji yüzünden ısınıyor. 'Yunan denizciler Türkiye'yi oyunbozanlık ile suçluyor' başlıklı haberdeki ifadelere göre: 300 milyar euroluk borç yükünü sırtlamış olan Yunanistan için rafa kaldırılmış sanılan '12 mil' sorunu giderk hayati önem kazanmakta…
Doğalgaz ve petrolü Rusya'dan alan Yunanistan enerji bağımlılığını Ege Denizi'nde bulmayı umdukları hidro karbon kaynakları ile gidermek istiyor.
Yunanistan’ın enerji rüyasının en büyük engeli Türkiye...
Yunanistanın iddiası ekonomik kıta sahanlığı 12 deniz mili, Türkiye'nin kabulü ise 6 deniz mili.
Kıbrıs Rum Kesimi 2011 yılının Ekim ayında adanın çevresinde Afrodit olarak bilinen 12. parselde doğalgaz çalışmalarına başlamıştı. Amerikan Noble enerji ile ortak yürütülen çalışmalar sonrasında doğalgaza ulaşıldı. KKTC ise gazın ortak ada değeri olduğunu ve kendileriyle paylaşılması gerektiğini söylüyor.
Yunanistan'ın kıta sahanlığı tanımı 1994 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler III. Deniz Hukuku Anlaşması'nın 3. maddesine dayanıyor. Orada 6 deniz mili olan kıta sahanlığının 12 deniz miline çıkarılabileceği hükmü bulunuyor. Komşu da buna güvenerek Ege Denizi'nin dibinde hidrokarbon kaynakları aramak istiyor. Fakat Türkiye, kıta sahanlığının anlaşma öncesinde olduğu gibi 6 deniz mili olması gerektiğini söylüyor. Hatta 2010 yılına kadar Türkiye bu durumun ihlalini 'savaş nedeni' olarak bile görüyordu. Bu konuda nisbeten sağduyu sahibi ABD Senatosu. Senato herhalde yeni bir maraza çıkmasın diye sözkonusu anlaşmayı onaylamıyor.
Durum bu durumken…Siz tutturmuşsunuz El Bap’a ineceğiz diye…Af edersiniz ama ne yapacaksınız El Bap’ta ya da Rakka’da; El Bap ya da Rakka size Ortadoğu bataklığına iyice saplanmaktan, ayıların kapıştığı bir yatağa girmekten başka …
Deve kuşu misali poponuz faraş gibi. Siz kafanızı gömmüşsünüz El Bap’a ya da Rakka’ya…
Eller gider Mersine, biz gideriz tersine…
Huuuu…
Oralarda, yukarılarda cambaza bakmaktan bıkan yok mu…

8 Eylül 2016 Perşembe

Yıldızlar arasında yarım yüzyıl: Uzay Yolu 50 yaşında & AMERİKA BÜLTENİ

Yıldızlar arasında yarım yüzyıl: Uzay Yolu 50 yaşında

AMERİKA BÜLTENİ (8 Eylül 2016)
Dünyanın Soğuk Savaş ve Vietnam Savaşının karanlığına boğulduğu bir dönemde geleceğe dair iyimser mesajlar taşıyan ve sonraki kuşakları etkileyecek Uzay Yolu macerası doğdu. Gene Roddenberry adlı senaryo yazarı, 23’ncü yüzyıl dünyasında uzak galaksilerde geçen bir macerayı kaleme aldı. Sonradan sinema filmi versiyonları da yapılacak efsane TV dizisi Uzay Yolu’nun (Star trek) ilk bölümü olan “The Man Trap“, 50 yıl önce bugün, 8 Eylül 1966 günü NBC kanalında yayınlandı. Dizi, Kaptan James Kirk ve ekibinin, ‘Enterprise (Atılgan)’ adlı uzay gemisi ile yıldızlar arası alanda Birleşik Gezegenler Federasyonu adına icra ettikleri keşifleri ve misyonu anlatıyor.
“The Man Trap” dizinin en iyi bölümler arasında olmasa da Star Trek denince akla gelecek elementlerden bir çoğunu barındırıyordu. Kirk vardı, McCoy vardı, Sulu ve Spock vardı. Vulcan selamı ve ‘ömrün uzun bahtın açık olsun‘ anlamındaki “live long and prosper” sözü ikinci sezonda diziye katılacaktı. İlk iki sezon Cuma akşamları 20:30’da yayınlandığı için izlenme oranları çok da parlak değildi. İki sezon sonunda oluşan sadık hayran kitlesi dizinin bir sezon daha yaşamasına yardım etti ve NBC üçüncü sezonda dizinin yayın saatini 22:00’ye aldı. 79 bölümden oluşan bu üç sezon bugün hayranlarınca TOS (The Originial Series) diye anılıyor.
Bu üç sezondan sonra dizi sona erdi ve ilk üç bölüm hem ABD’de hem de dünya televizyonlarında yeniden gösterilmeye başlandı. İşte bu tekrar gösterimlerle tam bir fenomene dönüştü. Öyle ki ilk üç sezon hala dünyanın birçok ülkesinde yeniden yayınlanmaya devam ediyor.
Serinin ilk sinema filmi “Star Trek: The Motion Picture” 1979 yılında ve sonraki 27 yılda 12 yeni Uzay Yolu filmi daha gösterime girdi. TV dizisi olarak ise 2005 yılına kadar değişik versiyonları ile 30 sezonda 726 bölümü yayınlandı. 11 yıldır ekranlardan uzak olan dizinin Star Trek: Discovery adlı yeni serisi 2017 yılı Ocak ayından itibaren CBS’te yayınlanmaya başlanacak.
Star Trek, ‘galaksiye’ hitap ediyor bilincini o çağın şartlarında en üst düzeyde sergiledi. Afrika kökenli iletişimci Uhura, Rus rotacı Chekov, Japon dümenci Sulu ve hatta Vulcan-insan meleziSpock gibi karakterler o dönemde bir Amerikan TV dizisi için çok radikal karakterlerdi… Kirk ve Uhura’nın öpüşmesi Amerikan televizyonlarında ilk ırklar arası öpüşme görüntüsü olarak tarihe geçti. Dizide ırkçılık, sömürgecilik, sınıflar arası mücadele, insan hakları gibi konular da işlendi.
Uzay Yolu, sonradan gerçek hayatta da tanışacağımız birçok teknolojinin ilk kez hayal edildiği yer olmasıyla da dikkat çekti. Otomatik kapılar, tablet bilgisayarlar, cep telefonları gibi bir çok teknolojik yeniliğe ilham kaynağı oldu. Diğer galaksilerde karşılarına çıkanlarla konuşup anlaşmalarına yardımcı olan ‘evrensel çevirici’ sistemi, konuşulanları bir başka dile sesli olarak çeviren ‘Skype Translator’ gibi yeni yazılımlara esin kaynağı oldu. Enerji silahları, bugün Amerikan yerel polis teşkilatlarında sıklıkla kullanılan lazer bayıltıcılar olarak karşımıza çıktı. Uzay Yolu’na kayıtsız kalamayan NASA da ilk uzay mekiğine ‘Enterprise’ adını verecekti. Kaptan Kirk’in sonraki yıllarda herkesin diline yerleşen ‘Beam me up Scotty (Işınla beni Scotty)’ sözüyle yapılan işlem, ışınlama teorisini bütün dünyada popüler hale getirdi. Bugün bazı uzmanlarca yıldızlar arası yolculuğu gerçekleştirmenin bir yolu olarak görülen ‘Warp Sürüşü‘ teorisi, Atılgan’ın yıldızlar ve galaksiler arası yolculuk yapma yöntemi.
İLGİLİ YAZILAR:

‘Bir sonraki aşama’ya hazır mısınız?

Mars’a yolculuk bir ‘hayal’

Uzay yarışının kısa tarihi…

1 Eylül 2016 Perşembe

6736 Sayılı Kanun Kapsamında Gümrük Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Tebliğ 25/8/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır.

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GÜMRÜK ALACAKLARININ YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ
3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un 10 uncu maddesinin yirmi birinci fıkrası uyarınca Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanarak hazırlanan, 6736 Sayılı Kanun Kapsamında Gümrük Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Tebliğ; 
"25 Ağustos 2016 tarih ve 29812 sayılı Resmi Gazete’de" yayımlanmıştır.
Mezkûr Tebliğ ile Kanun kapsamında yapılandırılacak alacakların türü, yapılandırılan alacak tutarının nasıl tespit edileceği, yapılandırılan alacağın taksitlendirilmesi, tahsilinden vazgeçilen alacakların kapsamı, yapılacak başvurunun şekli ve süresi, başvurulara ilişkin olarak gümrük idarelerince yapılacak işlemler, ödeme süresi ve süresi içinde ödenmeyen taksitlere ilişkin yürütülecek işlemler ile tecil edilen alacakların yapılandırılması hususlarına yönelik düzenlemeler getirilmiştir.