28 Aralık 2018 Cuma

İSMET(İNÖNÜ) PAŞA (24 Eylül 1884 - 25 Aralık 1973) "CENGİZ ÖNAL TARAKÇIOĞLU" (Tarihçi, Araştırmacı-Yazar ANKARA) -Oldukça çalışkan, her zaman kendini yenileyebilen, olayları derinlemesine analiz edebilen, mükemmeliyetçi bir karakterde, öğrenmeye açık, okumaya meraklı, mütevazı, samimi, sakin yapılı, ciddi, dürüst ve kararlı bir kişiliğe sahiptir.

İSMET(İNÖNÜ) PAŞA
(24 Eylül 1884 - 25 Aralık 1973)
Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı’nda Batı Cephesi Genel Komutanı olarak büyük yararlılıklar gösteren İsmet Paşa, 24 Eylül 1884 tarihinde İzmir’de dünyaya gelmiştir. Babası Reşit Bey, Annesi ise Cevriye Hanım’dır.
Oldukça çalışkan, her zaman kendini yenileyebilen, olayları derinlemesine analiz edebilen, mükemmeliyetçi bir karakterde, öğrenmeye açık, okumaya meraklı, mütevazı, samimi, sakin yapılı, ciddi, dürüst ve kararlı bir kişiliğe sahiptir.
Askerlik yaşamı Sivas Askeri Rüştiyesi’yle başlamış, ardından Topçu Harbiyesi ve Harp Akademisi’nden mezun olmuş ve sonrasında Kurmay Yüzbaşı olarak Edirne’deki II. Ordu’ya atanmıştır.
31 Mart Olayı olarak bilinen harekâtta Harekât Ordusu’na katılmış, Yemen’e giden 4. Kolordu Kurmay Heyeti’nde bulunmuş, Yemen’de Binbaşılığa terfi ederek, Yemen Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı olmuştur.
Balkan Savaşı’nda Çatalca’da görev almış, aynı yıllarda Başkomutanlık karargâhında Harekât Şubesi Müdürlüğü yapmış ve Yarbaylığa terfi etmiştir. 1915 yılında Albaylığa yükselerek II. Ordu Kurmay Başkanlığı’na atanmıştır. Ardından, Doğu’da ve Suriye Cephelerinde Üçüncü, Dördüncü ve Yirminci Kolordu Komutanlıkları’nda görevler yapmıştır. Kısa bir süre sonra da; II. Ordu’ya atanmıştır.
İsmet Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun son çeyrek yüzyılı hakkında yazılanların hemen hepsinde yer alan, Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı'nın her aşamasında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, Türk Ulusu’nu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için gerçekleştirilen Türk Devrimleri’nin her birinde Mustafa Kemal Atatürk'ün hep yanında yer almış olan en yakın çalışma arkadaşıdır.
Falih Rıfkı Atay’ın, “İsmet Paşa Mustafa Kemal Atatürk’e adeta beyninin yarısı kadar yakındı…” sözleriyle ve isabetle kaydettiği tespitini bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum.
Lozan’ı, onun onurlu kararlılığından söz etmeden, cumhuriyetin ilanını izleyen Türk Devrimleri’nin gerçekleştirilmesinde Atatürk’ün en yakınında bulunmasının ve dolayısıyla devrimleri her yönüyle desteklemesinin ve Türk Demokrasi tarihindeki yerinin altını çizmeden İsmet Paşa anlatılamaz.
İsmet Paşa, Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan bedenen ebediyen ayrılmasının ardından, Meclis tarafından, Türkiye Cumhuriyeti’nin II. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. 1950 seçimlerinden sonra Çankaya’daki Pembe Köşk’e yerleşmiş ve yaşamını, aramızdan ayrılıncaya kadar orada sürdürmüştür.
II. Dünya Savaşı kuşağının, Ülkeyi bu savaşa sokmayarak, milyonlarca Türk çocuğunun babasız kalmasını önleyen İsmet İnönü hakkında duygu dolu anılar taşıdığı bilinmektedir. Kuşkusuz o da, bu çocukların hepsi için bir baba kaygısı duymuştur. Türkiye’nin bu Savaş’a girmesini engellediği konusundaki bir eleştiriyi yanıtlarken: “Ülkemizdeki herhangi bir çocuğun, -Baba!- diye ağlamasına gönlüm razı olamazdı…” sözlerini sarf etmesini tarih kaydetmiştir. Savaştan sonra da çok partili siyasi rejime geçilmesinde en büyük desteği sağlamıştır.

İsmet Paşa, Büyük Devrimci Önderi ve zamanla da “Ağabeyim!” diye hitap ettiği Mustafa Kemal Atatürk’ün de yaptığı gibi, eğitime büyük önem vermiş ve ciddi derecede özen göstermiştir. Onun bu yönü Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli eğitim aşamalarına da yansımıştır.
14 Mayıs 1950tarihinde yapılan seçimlerin kaybedilmesinden sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasi yaşamını sürdürmüştür.
27 Mayıs 1960 harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçilmiş ve 10 Kasım 1961 tarihinde yeniden Başbakanlığa atanmıştır.
1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasi yaşamına devam etmiştir.
1972’de Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek; 25 Aralık 1973 tarihinde aramızdan ebediyen ayrılıncaya kadar, Anayasa gereğince, Cumhuriyet Senatosu doğal üyeliği görevinde bulunmuştur.
Türk Ulusu, İsmet(İNÖNÜ) Paşa’yı Cumhuriyet Tarihimiz’in en önemli yerlerinden birine yerleştirmiş ve asla unutmayacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hemen yanında Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşımız’ın büyük ve başarılı Komutanı, Lozan Barış Antlaşması’nın mimarı ve Türk Devrimleri’nin en önemli şahsiyeti olan İsmet Paşa’ya, “Işıklar İçinde Kalması!” temennilerimi sunuyorum.
Saygılarımla…
***
Kaynak: Doğumundan Ölümüne ATATÜRK adlı kitabım.
CENGİZ ÖNAL TARAKÇIOĞLU
Tarihçi, Araştırmacı-Yazar
ANKARA

24 Aralık 2018 Pazartesi

YENİ DÜZEN ARAYIŞI "Amerikalı Demokratik Sosyalistler hareketinden Ethan Earle: Yüzde birlik en zengin kesim tüm gücü elinde topluyor. Bambaşka bir ‘Yeni Düzen’ için uluslararası dayanışmaya ihtiyacımız var"

Yeni bir düzen için uluslararası dayanışma

Amerikalı Demokratik Sosyalistler hareketinden Ethan Earle: Yüzde birlik en zengin kesim tüm gücü elinde topluyor. Bambaşka bir ‘Yeni Düzen’ için uluslararası dayanışmaya ihtiyacımız var
FATİH KIYMAN-ABD 
Vermont senatörü Bernie Sanders, eylül ayında The Guardian gazetesinde kaleme aldığı yazısında sol hareketi uluslararası seviyede organize olmaya çağırdı. Yunanistan’ın eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis bu çağrıya yanıt verenler arasındaydı. İlerici Enternasyonal olarak anılan bu hareketin toplumsal zeminde karşılık bulup bulmayacağı, kendine nasıl bir yol haritası çizeceği merak ediliyor. Amerikalı Demokratik Sosyalistler (ADS) Uluslararası Komite Yöneticisi Ethan Earle ile dünyadaki sistem krizini, uluslararası solun ve İlerici Enternasyonal’in geleceğini konuştuk.
► Ethan, öncelikle ADS’nin faaliyetlerinden biraz bahseder misin?
ADS uzun zamandır var olan bir siyasi hareket. Bernie Sanders’ın 2016 yılında Demokratik Parti aday adayı olduğunda yaklaşık beş bin üyemiz vardı. Bernie’nin kampanyasına destek verdiğimizde adaylık sürecinin birçok insanı heyecanlandırdığını, onları siyasete çektiğini gördük. Bunun yanında, insanların demokratik sosyalist sol düşünüşe ev sahipliği yapacak kurumsal bir yapıya ihtiyaç duyduğunu anladık. Ortak bir alan, bir faaliyet alanı arayışı vardı. O zamandan bu yana üye sayımız 55 bini aştı ve artmaya devam ediyor. Seçim siyasetinin içinde de, dışında da çalışıyoruz. İşçi hakları, ırksal adalet, iklim adaleti ve ekonomik adalet alanında birçok dayanışma faaliyetlerinde bulunuyoruz. Seçim döngüsü içinde ise çoğu zaman Demokratik Parti’yle birlikte çalışıyor, değerlerimiz örtüştüğü takdirde DP içinde statükoya baş kaldıran ‘aykırı’ adayları destekliyoruz. 6 Kasım’da yapılan ara dönem seçimlerinde eyaletlerin yasama organlarında 5-10 arası koltuk elde ettik. Kongre adayları arasında desteklediğimiz adaylar New York’tan Alexandria Ocasio-Cortez ve Detroit’ten Rashida Tlaib kongrede koltuk sahibi oldu.
►Yanis Varoufakis, solun mücadelesinin ‘iki katmanlı’ otoriter düzene karşı olduğunu söylemişti, bu katmanlardan biri de Demokratik Parti’yi de kapsayan ‘sözde liberal’ düzen. Bu perspektiften baktığımızda, Demokratik Parti’yle ilişkileriniz nasıl?
Öncelikle ‘liberal’ değerlerden ne anlamamız gerek, bu konuda dikkatli olmalıyız. Demokrat Parti’nin bazı liberal değerlerine katılıyoruz. Örneğin insan hakları, eşitlik konularında. Belli konularda DP’ye karşıyız. Aykırı adayları desteklediğimizden söz ettim - desteklediğimiz adaylar özellikle son on yıldır DP’de egemen hale gelen, insanların çıkarlarından ziyade şirketlerin çıkarlarını gözeten düzene karşı çıkan insanlar. DP ile gerilimli bir ilişkimiz var. Bazı üyelerimiz DP’yle hiç işbirliği yapmamamız gerektiği görüşünde. Dolayısıyla çoğulcu, farklı görüşlere ev sahipliği yapan bir yapımız var diyebiliriz.


Avrupa Sol Partisi’nin desteği önemliydi
► İlerici Enternasyonal, konusunda nerede duruyorsunuz? Bu yeni hareket hakkında ne düşünüyorsun?
Yanis Varoufakis’in çok iyi fikirleri var ve karşı karşıya kaldığımız küresel krizin altında yatan yapısal sebeplerin tarifini yapmakta çok iyi. Bambaşka bir ‘Yeni Düzene’ ihtiyacımız olduğunu söylemekte çok haklı. Ancak henüz kapsayıcı bir hale geldiğini düşünmüyorum. Fikir ilk olarak Bernie Sanders’ın eylül ayında kaleme aldığı makalede ortaya atıldı. Varoufakis bu çağrıya yanıt verdi ve belirli bir momentum yakalandı. Bundan gayet memnunuz. Sol kesinlikle uluslararası dayanışma içerisinde olmalı. Fakat pratikte bunun ne anlama geldiği sorusu henüz net değil. Herhangi bir plan ortaya koymadı. ADS olarak hareketin mümkün olduğunca kapsayıcı hale gelmesini umuyoruz. Benie Sanders’ın bu planı ortaya koymasını bekliyoruz. Kapsayıcılık adına diğer önemli bir nokta Avrupa Sol Partisi’nin verdiği yanıt oldu. Bu parti Avrupa genelinde 30 milyon oyu temsil ediyor, Varoufakis’in temsil ettiği kozmopolit, şehirli kesime kıyasla bu çok önemli bir taban. Bildiğimiz kadarıyla perde arkasında görüşmeler sürüyor.
►Uluslararası toplumsal iklime baktığımızda popülist otoriter liderlerin yükselişini görüyoruz ve bunun verdiği mesaj çok net: İnsanlar öfkeli. Düzenin değişmesini istiyorlar. Bu öfke İlerici Enternasyonal gibi hareketler için umut kaynağı olabilir mi?
Kesinlikle. Bernie Sanders bunu 2016 seçimleri sonrasında çok güzel ifade etti. Donald Trump’a oy verenlerin, ana akım siyasete mensup kimsenin sözünü etmediği bir problemi doğru teşhis ettiklerinden bahsetti. Ancak doğru teşhis edilen bu problemin çözümünün Trump olmadığını söyledi. Bernie Sanders bunu yaparak daha kapsayıcı bir siyaset dili benimsedi – popülist öfkeyi ilerici harekete kanalize etmeyi amaçlıyor. Örneğin ticaret anlaşmaları konusuna bakarsanız, dünyanın her yerinde geniş kitlelerin bu anlaşmalara yönelik hislerine bakarsanız yine bunu görüyorsunuz. Bunlar neoliberal ticaret anlaşmaları ve Bernie’nin söylediği gibi burada bir ortak payda var. Oligarşi düzenine ve kapitalist şirket sınıfına –yani yüzde bire– karşı yeni bir çoğunluk oluşturulması fırsatı var. Yüzde birlik en zengin kesim geriye kalan nüfusun çıkarları pahasına tüm parayı ve gücü elinde topluyor. Bunu hiç de demokratik olmayan, hesap vermeyen şekillerde yapıyor.
Popülizm solun önündeki en iyi seçenek değil
► Popülizmin şimdiye kadar ‘sağın tekelinde’ olmasının sebebi nedir? Birçok insanın sorduğu gibi, sol popülizm mümkün mü?
Bence sağın ‘güç’ ile farklı bir ilişkisi var. Sağ siyasetçiler güce ne pahasına olsun sahip olmak istiyorlar, her araca başvuruyorlar. Sonra da kendi çıkarları için güce tutunuyorlar. Sol ise konuya daha ahlaki yaklaşıyor. Yalnızca güç için güce sahip olmak istemiyoruz. Gücü daha iyi bir dünya inşa etmek için istiyoruz. Güç ile ilişkimiz daha ahlaki ve dayanışma kültürüne dayanıyor. Bu da güç ile olan ilişkimizi sağa kıyasla daha karmaşık kılıyor. Popülizm de bu açıdan hassas bir konu. Podemos bu konuda ilginç söylemlere sahip, toplumsal sembollerin sahiplenilmesi ve ilerici söylemlerle doldurulmasından söz ediyor. Sol popülizm konusunda karmaşık hislere sahibim. Bazı durumlarda doğru strateji olabilir. Fakat aşırı sağın oynadığı gibi oynamaya çalışırsak muhtemelen onlar kadar iyi beceremeyiz ve kendimizi onlara benzettiğimizle kalırız. Bence bu gerilimi İlerici Enternasyonal’de de görüyoruz. Bernie’nin bir bakıma popülist olduğu düşünülebilir. Varoufakis ise popülist olmadığını açıkça dile getiriyor. Genel anlamda şunu söylemek lazım. Popülizm solun önündeki tek seçenek de değil, en iyi seçenek de.
***
Dayanışma çağrısı
ADS’nin New York topluluğunun Uluslararası Komitesi var. Kısa süre önce Türkiye’de ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Max Zingast üzerine bir etkinlik düzenlediler. Biz suçlamaların tamamen düzmece olduğunu, tutuklamanın hukuksuz ve gayriahlaki olduğunu düşünüyoruz. Düzenlediğimiz etkinlikte yalnızca Max’in durumuna değil, Türkiye’de aynı durumda bulunan diğer gazetecilerin ve muhaliflerin durumuna da dikkat çekmek, Türkiye’deki insanlarla dayanışma içinde olmak istedik. Bunu özellikle dile getirmek istedim.
BİRGÜN GAZETESİ -19.12.2018 09:10- DÜNYA // Alıntı&Kaynak: https://www.birgun.net/haber-detay/yeni-bir-duzen-icin-uluslararasi-dayanisma-240674.html

3 Aralık 2018 Pazartesi

ENTERESAN!.. "BASIN VE SOSYAL MEDYA'DAN SEÇMELER" -Dünyada bir ilk: Bir gazeteyi okuyunca, beşini birden okumuş oluyorsunuz!.. -Eller AY'a biz yaya.., NASA & DİYANET (Alıntılar: UYANDIRMA SERVİSİ)



Ali Rıza Demircan, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet  Misbah Demircan’ın babası
Von: eturkiyeyizbiz@googlegroups.com [mailto:eturkiyeyizbiz@googlegroups.com] Im Auftrag von NACI AKIN
Gesendet: Montag, 3. Dezember 2018 07:43
An: eTurkiyeyizBiz@googlegroups.com
Betreff: RE: [Turkish Forum - E Turkiyeyiz Biz] Demircan